3 yaş bebeklikten çıkıp büyüme telaşındaki bir çocuk için önemli dönemlerden biridir. Çocuk artık yaşamda kendi ifadeleriyle, bedeniyle var olmaya çalışır.
3 yaş bebeklikten çıkıp büyüme telaşındaki bir çocuk için önemli dönemlerden biridir. Çocuk artık yaşamda kendi ifadeleriyle, bedeniyle var olmaya çalışır. Bunu yaparken de zaman zaman istekleri fazla, inatçı, hırçın olarak algılanabilir.
Oysa ki tek yapmaya çalıştığı şey; keşfetmek, hayatı öğrenmek ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak pratikleri küçük küçük de olsa kazanmaktır. 2 yaşla birlikte başlayan varoluş mücadelesini 3 yaşla daha da güçlenir ve karşı konulamaz bir hal alır.
Çocuk aklına koyduğunu yapmak ister. Engellendiği takdirde ise; hırçınlaşır, uyumunu kaybeder, kendini oradan oraya atar. Bir çocuğun bu kadar sinirlenebiliyor olması anne-babayı ürkütse de; doğru davranış ve yaklaşımlarla bu durumun kolaylıkla üstesinden gelinebilir.
Hayatı keşfetmeye çalıştığı için sürekli soru sorarlar. ‘Kim? Ne? Neden? Nasıl? Nerede? Neden böyle olmuş?” gibi birçok soru kalıbını aşırı derecede kullanılırlar. Mükemmeliyetçi anne-babalar genellikle tüm sorulara ayrıntılı şekilde cevap vermeye çalışırlar. Çocuk keşfettikçe, öğrendikçe heyecanlanır ve daha çok sorar.
Bir süre sonra ister istemez yorulan mükemmeliyetçi ebeveynler bunalmaya başlarlar. Oysa ki; çocuğun her sorduğuna ayrıntılı şekilde cevap vermek oldukça yorucu bir iştir. Fiziksel ve psikolojik açıdan yorgun bir ebeveyn; pozitif duygu ve düşünceleri çocuğuna aktaramaz.
Yani; sorularına cevap vereyim derken, aslında çocuğun daha çok ihtiyacı olan sevgi, güven, yaşam enerjisi gibi pozitif duyguları çocuğuna aktaramaz. Burada ebeveynin yapması gereken; ‘Bilmiyorum’ ya da ‘Şu an da çok yoruldum. Daha sonra sorularını sorar mısın?” diyerek kendi sınırını korumasıdır.
Üstelik her sorduğuna cevap alan çocuk zamanla ebeveyninden çekinir duruma gelebilir. Anne-babasının her şeyi bildiğini ama kendisinin hiçbir şeyi bilmediği hissene kapılabilir.
3 yaşındaki çocuklar korku hissini dillendirmeye başlarlar. Bazı hareketli hayvanlardan, büyük objelerden, gölgelerden, garip seslerden, tanımadıkları insanlar/mekanlardan korkabilirler. Sınırlarını henüz oluşturmamış çocuğun bir şeylerden korkuyor olması gayet normaldir.
Bu korku onların sınırsız keşfetme arzularını biraz dizginlemek için verilmiştir. Aksi halde; çocuk her ortama girebilir, başkaları tarafından sunulan her teklifi kabul edebilir, başka canlılar tarafından zarar görebilirdi.
Burada yapılması gereken çocuğun korkusuna sahip çıkmaktır. ‘Aman sen de ne olacak?’ demek yerine; neden korktuğunu, ne hissettiğini anlatmasına izin vermek gerekir. Sonrasında da çocuğu ‘Korkmakta haklısın. Senin yaşındayken ben de senin gibi korkmuştum. Artık geçti. Derin nefes alalım hadi birlikte.
Şu an evindesin, yanında ben varım. Her şey yolunda. İstersen birlikte uyuyabiliriz. Elimi tutup benden güç de alabilirsin’ gibi cümlelerle teselli edip sevgi ve şefkatle sarıp sarmalamak yapılabilecek en doğru davranıştır.
3 yaş çocukları dış dünyayı keşfettikçe içlerindeki yaşam enerjisi artar. Yeniliğe açık ve istekli olmaları onlarla iş birliği yapmayı kolaylaştırır. Ufak görev ve sorumluluklar verilmeye bu yaşta başlanabilir. Böylece çocuk bir şeyleri yapıp ettikçe güven depolar. Odasının tamamını toplayamaz ama küçük bir alanı toplayabilir.
Mesela masa-komidin üstü, bir raf, orta boy halı üzerindeki oyuncaklar, bir kutu boya, 4-5 kitap v.b. gibi. Bunun için önce birkaç kez birlikte toplamak, sonrasında da kendinin yapmasını istemek ideal olandır.
3 yaş grubu çocuklar anne-babayla evi toplamayı, mutfakta bir şeyler yapmayı da çok sever. Yine küçük işleri çocuğa verebilir ya da ‘Kırmızılı kaşığı verebilir misin? Bir bardak su doldurur musun? Dolaptan bana 2 havuç getirebilir misin?’ gibi konularda yardım isteyebilirsiniz. Çocuk bir şeyleri yaptıkça güç toplar. İçindeki öğrenme isteğiyle oradan oraya saldıran tarafı sakinleşir, yumuşar. Çocuk bu yolla daha uyumlu hale gelir.
3 yaş çocuğun anneye/bu zamana kadar bakım veren kişiye en çok ihtiyaç duyduğu zaman dilimlerinden biridir. Hayatı keşfetmeye çalışırken ona rehberlik eden kişinin yanı başında olmasını ister. Annesinden güç alır.
O yanındaysa daha bir gözü kapalı yeniye/yeniliklere/dikkatini çeken şeylere atlar. Bu yüzden de daha çok düşer, daha çok canı acır, daha çok duygularda iniş çıkış yaşar. Tüm bunlar olup biterken ebeveyniyle çocuğun bir arada olması daha uygundur.
Kreş dönemi için ideal olan; kendini ifade edebilen, sosyal ve duygusal anlamda güçlü bir çocuk en erken 3,5 yaştır. İdeal olanı ise; (çocuğa göre değişmekle birlikte) 4 yaşına girdikten ya da 4 yaşını doldurduktan sonra çocuğun evden ayrılmasıdır.
Ama şartlar çocuğun 3 yaşında kreşe başlamasına elveriyorsa da; ‘Neden böyle?’ ‘Çok mu yanlış yapıyorum?’, ‘Ya çocuğum çok olumsuz etkilenirse?’ gibi çözümsüz düşüncelerde kaybolmadan süreci iyi yönetmek gerekir.
Kreşe başlayacak çocuk için en iyi yol ‘kademeli ayrılık’ metodudur. Genel anlamda bahsedecek olursak; çocuğa haber vererek (çocuk ağlasa bile haber verilmeli) evden anne ayrılır. Önce 1 saatle başlayan ayrılıklar giderek artırılır ve 4,5 saate çıkarılır.
Çocuk anne gittiğinde kimle kalıyorsa onunla duygusal alışveriş içinde olması, daha öncesinde tanıyıp onunla vakit geçirmiş olması önemli bir ayrıntıdır. Kademeli ayrılık dönemi adım adım ve başarıyla ilerlerken; bu kez kreş aşamasına geçilir.
İlk gün anne ve çocuk aynı sınıfta olur. 2’inci günden itibaren çocuk sınıfta, anne kapıda bekler. 3 gün daha kapıda bekledikten sonra biraz daha uzaklaşır anne (mesela koridor başına).
Çocuk öğretmen ve arkadaşlarına alıştığı gözlemlendikçe anne fiziksel olarak uzaklaşmaya devam eder. Önce 2 derste bir, 3 derste bir çocuğa gözükmeye başlar. Sonra öğle tatilinde görmeye gelir. Devamında çocuk artık tüm gün bırakılır.
Kreşe başlamış 3 yaş çocuğu ilk zamanlar oldukça agresif, duygusal, huysuz ve uyumsuz olabilir. Bu normaldir. Çünkü oradan oraya koşmak, coşmak isteyen çocuk; belli kurallar öğretilerek yönlendirilir. Çocuk ilk zamanlar buna olan tepkisini davranış bozukluklarıyla ailesine aktarmaya çalışır.
Bu şekilde duygularını regüle eder. Ebeveynin yapması gerekenler ise; çocuk kreşten geldiğinde onunla kaliteli zaman geçirmeli. Bolca tensel temas etmeli. Birlikte oyun oynamalı. Okulda neler olup bittiğini sohbet esnasında herhangi bir yorum/yargı/niteleme yapmadan dinmeli. Hayatın içinde beraber var olmalı.
Çocuğun gereksiz ağlamalarına/tepkilerine olumsuzlukla değil; sevgiyle, şefkatle, sükunetle yaklaşmalı. Ağlayarak sakinleşmesine ya da ‘Seni sevmiyorum. Sen kötü bir annesin. Git yanımdan’ gibi cümleler sarf etmesine izin vermeli. Çocuk öğretmen ve arkadaşlarıyla bağ kurdukça öfke nöbetleri, gereksiz ağlama durumları çoğunlukla ortadan kalkar.
3 yaş erkek çocuğu psikolojisi ‘3 yaş çocuk psikolojisi genel özellikleri’ nden bağımsız değildir. Fakat cinsiyet faktörü birkaç alanda farklılığa sebep olabilir. Mesela bazı erkek çocuklarda dil gelişimi kız çocuklarına kıyasla daha yavaş gerçekleşebilir. Bu da çocuğun duygu, ihtiyaç, isteklerini ifade etmede zorlanması anlamına gelir.
Kendini yeterince ifade edemeyen çocuk; hırçınlaşıp sinirli davranışlar içine girebilir. Böyle bir durumda anne-babalar çocuğu konuşması için zorlamamalı, onu ikna etmeye çalışmamalıdır.
Sadece tüm duygularıyla ‘an’ da olup çocuğunun ihtiyacını hissetmeye odaklanmalıdır. Tıpkı bebeklik döneminde olduğu gibi. Konuşamadığı için sürekli kontrol edilmeye/ikna edilmeyi çalışıldığını fark eden bazı çocuklar, konuşmaya karşı içsel bir direnç de oluşturabilir.
Erkek çocukların çoğu kız çocuklarına kıyasla daha hareketlidirler. Yaratılıştan getirdikleri bu özellikleri öncelikle kısıtlanmamalıdır. Gerekli güvenlik tedbirleri oluşturularak merakını gidermesine izin verilmeli, mümkün olduğu kadar enerjisini atabileceği ortamlara yönlendirilmelidir.
Mesela; yaşıtlarıyla özgürce vakit geçirmek, parkta oynamak, bisiklet binmek gibi enerjilerini atıp yorulmalarını sağlayacak ortamlar oluşturulmalıdır. Tüm gün evde kalan bir çocuk; enerjisi atamadığı için aşırı hareketli olacaktır. Bu da annenin gereğinden fazla yorulması anlamına gelir.
3 yaş kız çocuğu psikolojisi ‘3 yaş çocuk psikolojisi genel özellikleri’ nden bağımsız değildir. Kız çocuklarının önemli bir kısmında dil gelişimi erkeklere kıyasla daha erken gerçekleşir. Bu sebeple kız çocuklarının çoğu erkek çocuklarına kıyasla daha uyumlu olurlar.
Duygularını, isteklerini, tepkilerini daha kolay ifade ettikleri için çevreleriyle de kolay iletişim kurarlar. Kriz anlarında tensel temas (çocuk izin veriyorsa) kız çocuklarını rahatlatmak için kullanılabilecek en basit yollardan biridir.
Kız çocukları sohbet etmekten, evcilik oynamaktan çok hoşlanırlar. Mutfakta, ev işlerinde anneye yardım ederken de fiziksel, motor ve duygusal gelişimleri desteklenmiş olur.
3 yaşındaki bir çocuk annesine oldukça ihtiyaç hisseder. Hayatı keşfederken ondan güç alır. Annesi yanındaysa daha cesur hareket edebilir. Keşifler esnasında korktuğunda, çekindiğinde, canı acıdığında yine anne kucağına koşar orada sakinleşir, rahatlar, acısını dindirir ve kaldığı yerden devam eder yaşamaya.
Bu yüzden yeni bir kardeşin gelmesi 3 yaş çocuğu için oldukça dramatik bir duruma dönüşebilir. Çocuk annesini kaybettiğini, unutulduğunu, sevilmediğini hissedebilir. Bu olumsuz duygular çocuğun anneyle senkronizasyonunu olumsuz etkiler.
Gereksiz ağlamalar, sinir krizleri, kendine ve kardeşine zarar verme durumları yaşanabilir. Çocuğun tüm bu davranışları doğaldır. En büyük güç kaynağına sahip çıkıyordur çünkü. Süreci en az zararla atlatmak için yapılması gerekenler ise şöyledir: