Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminde bașlayan, yașam boyu süren, etkilenen erișkinlerin akademik, sosyal ve iș yașamlarındaki ișlevsellikleri gibi birçok alanda günlük ișlevselliği ciddi șekilde bozan nöropsikiyatrik bir bozukluktur.

DEHB NEDİR?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) erken çocukluk döneminde başlayan, temel belirtileri dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, dürtüsellik olan süreğen, gelişimsel nöropsikiyatrik bir bozukluktur (1). Belirtilerin yaşamın erken döneminde başlamasıyla birlikte genellikle tanı, düzenli öğrenim için gerekli dikkat süresi ve yoğunlaşmanın gelişmesinin beklendiği ilkokul yıllarında konmaktadır (16).

Genetik geçişli olduğu gösterilmiş olan bu bozukluk, hastalarda çocukluk çağında olduğu gibi erişkinlik dönemlerinde de eğitim ve meslek alanlarında işlev kaybına ve çeşitli psikososyal sorunlara neden olabilmektedir.

DEHB TANISI NASIL KONUR?

DEHB diğer birçok psikiyatrik hastalık gibi klinik bir tanıdır ve DEHB tanısı koymak, özgün bir tanısal test aracı olmadığı için kolay değildir. Sıklıkla eşlik eden başka bir bozukluk bulunduğu için tanı koymak daha da karmaşık bir hale gelebilir. DEHB ve diğer davranış sorunlarının tanısının konulması olabildiğince fazla kaynaktan bilgi alınarak ve çeşitli değerlendirmeler sonucunda gerçekleştirilir.

Anne-baba ve çocukla görüşme, anne-baba, öğretmen ve okulun rehberlik birimi, etüt, spor hocası, çocuğu yakından tanıyan akrabalar gibi gerekli görülen diğer kaynaklardan bilgi alınması, anne, baba ve öğretmen tarafından çeşitli test ve ölçeklerin doldurulması DEHB tanısı konulurken uygulanan işlemlerdir.

Ölçeklerden sık kullanılanlardan bazıları “Conners Anne Baba ve Öğretmen Değerlendirme Ölçekleri ve “DSM-IV DEHB ve Karşıt Olma Karşı Gelme Ölçeği (SNAP-IV)”’dir. Ülkemizde geçerliliği ve güvenirliliği yapılmış olan “Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (K-SADS-PL)” yarı yapılandırılmış bir görüşmedir ve hem DEHB tanısı hem de birliktelik durumlarının aydınlatılması için kullanılmaktadır.

DEHB tanısında en önemli ilk aşamalar öykü ve fizik muayenedir. Öykü alınırken hastalığın ana belirtileri; dikkat süresi, yaşıtlarına göre farklı ortamlarda hareketlilik, dürtüsellik, duygulanım ile ilgili farklılıklar (üzüntü, kaygı) ve davranış sorunları ayrıntılı olarak sorgulanır. Okul başarısı sorgulanırken, el yazısı, okuma hızı ve niteliği, ev ödevleri, sınavlar, ders başarısı ve notlar, sınıf geçmekte zorlanıp zorlanmadığı öğrenilir.

Sosyal becerilerini anlamak amacıyla arkadaşlık kurma ve sürdürme becerileri, arkadaş grup ve etkinlikleri, hobiler, spor ve diğer etkinlikler sorgulanır. Ayrıntılı gelişim öyküsü önemlidir.

DEHB ALT TİPLERİ NELERDİR?

DSM-IV’de DEHB’nin dikkat eksikliği (DEHB-DE), hiperaktif-dürtüsel (DEHB-HA) ve bileşik (DEHB-B) olmak üzere üç alt tipi tanımlanmaktadır. Çocuklarda hareketlilik belirtileri ağırlıktayken yaşla birlikte azalarak yerini dikkat eksikliği belirtilerine bıraktığı için , yaş grubuna göre DEHB alt tip oranlarını belirlemek daha anlamlı olacaktır. Çocuklarda en sık görülen alt tip DEHB-B (%43-79) iken bunu sırasıyla DEHB-DE (%8-37) ve DEHB-HA (%5-29) alt tipleri izlemektedir.

DEHB SIKLIĞI NEDİR?

Dünya çapındaki çocukların %8-12’sini etkileyen DEHB, çocukluk çağında başlayan psikiyatrik bozukluklar arasında en sık görülenlerden biridir.

OKUL ÖNCESİNDE DEHB BELİRTİLERİ NELERDİR?

DEHB belirtileri yaşla değişmekte olup, okul öncesi dönemde aşırı hareketlilik en bariz ve en sıkıntı oluşturan belirtidir. DEHB’li çocukların bebeklikteki nöro-davranışsal profilinde huzursuzluk, çok ağlama, kolik, uyku bozukluğu, beslenme sorunları, kolay yatıştırılamama da sıkça yer alabilmektedir.

Gelişim basamaklarına bakıldığında yürür yürümez koşmaya başlama, ince ve kaba motor beceri ve koordinasyonda, dil gelişimi ve dili kullanmada sorunlar görülebilmektedir. Bu çocuklar sessiz olunması gereken yerlerde huzursuz, yaramaz ve gürültücü olup, bu özellikler hem sınıf gibi yapılandırılmış, hem de çocuk parkı gibi yapılandırılmamış ortamlarda izlenir.

Uzun süre oyun ve etkinlik sürdüremez ve çabuk sıkılırlar. Grup oyunlarında uyumlu ve başarılı değillerdir. Çok konuşurlar, sabırsızdırlar, çok soru sorar ancak yanıtı dinlemekte güçlük çekerler. Kreş ve ana sınıfına uyum sağlamakta, yapılan faaliyetlere katılmakta, kurallara uymakta, arkadaş ilişkilerinde sıkıntılar yaşarlar.

Dürtüsellikleri nedeniyle diğer çocuklara karşı fiziksel ve sözel şiddet uygulayabilirler. Örneğin kurdukları oyunları bozar, kavga çıkartır ve arkadaşları tarafından dışlanabilirler. Diğer çocuklara göre daha sık yaralanma, kırık ve diğer travma öyküleri bulunabilir. Ateşle oynama, yüksekten atlama, tırmanma gibi tehlikeli davranışları olabilir.

Okulda öğretmen ve diğer çocukların velilerinden de sık şikayet gelir. Anne-babalar bu çocuklarla rahatça hiçbir yere gidemediklerinden, misafir geldiğinde ya da misafirliğe gittiklerinde çocuklarının yaramazlık ve hareketliliği yüzünden devamlı sorun yaşadıklarından şikayet ederler.

OKUL DÖNEMİNDE DEHB BELİRTİLERİ NELERDİR?

İlkokul dönemi DEHB’nin klinik özelliklerinin net olarak fark edilip görülmeye başlandığı ve genellikle de tanının ilk konulduğu dönem olması açısından büyük önem taşıyan bir yaş dönemidir. Bozukluk okul öncesi dönemde belirti vermeye başlamasına karşın, tanı konulup tedaviye başlanması genelde okul yıllarında olabilmektedir.

Bozukluğun temel özelliklerinden biri olan dikkat eksikliği ile ilişkili olarak ön planda gelen yakınmalar; dikkat gerektiren ev ödevi gibi görevlere karşı isteksizlik, devamlı dikkat dağınıklığı nedeniyle ödevlerin çok uzun zamanda yapılabilmesi, kişisel eşyalarını kaybetme, başlanan işleri bitirememe, basit ve dikkatsizce hatalar yapma, kendileriyle konuşulduğunda dinlemiyor gibi görünme ve düzensiz olmadır.

          DEHB’li çocukların akademik ve sosyal durumlarda yönergeleri takip etme zorlukları vardır. Konuşulduğunda uzağa bakarlar, nüansları anlamıyor görünürler. Bu nedenle yönergeleri tekrarlamak gerekir. Okulda dikkatsizlikten kaynaklanan hatalar, organizasyon zorluğu ve unutkanlık gösterirler. Yönlendirilmiş bir aktiviteye en son başlayıp, en son bitirirler. Okul başarıları kapasitelerine oranla beklenenden düşüktür.

Ancak dikkat sorunlarının görülmediği durumlar da vardır. Örneğin çok yeni, ilgi çekici uyaranlarla karşılaşan çocuklarda dikkat sorunu belirgin olmayabilir. Ancak sıkıcı, çeldiricili, yorucu, tekrarlayıcı ve motivasyonun düşük olduğu ortamlarda konsantrasyon sorunları genellikle görülür.

            Hiperaktivite belirti kümesi, dışarıdan en belirgin olarak gözlenen ve ailelerin yoğun yakınmasına neden olan özelliklerdir. Bu çocukların elleri, ayakları kıpır kıpırdır. Sınıf gibi oturulması gerekli durumlarda yerinden kalkma, gezinme, uygunsuz ortamlarda koşuşturma, devamlı bir hareket halinde olma ve çok konuşma izlenir. Ebeveynler hiperaktiviteyi “koltuğun tepesinden inmiyor”, “düz duvara tırmanıyor”, “pili hiç bitmiyor”, “devamlı koşuyor ve konuşuyor” gibi ifadelerle tanımlarlar.

Hiperaktivite özellikle sınıf ortamında oldukça uyum bozucu bir belirti olarak gözlenir. DEHB’li çocuklar derste kakıp dolaşırlar. “Tuvalete gitmeliyim” gibi bahanelerle sınıf dışına çıkmak isterler, konuşarak ya da fiziksel temasta bulunarak diğer arkadaşlarının dersi takip etmesine engel olurlar. Aşırı hareketlilik belirtileri her ortamda görülebilir.

ERGENLİK DÖNEMİNDE DEHB BELİRTİLERİ NELERDİR?

DEHB olan çocukların yaklaşık %80-85 kadarında bozukluğa ilişkin belirtiler ergenlik döneminde de devam eder. DEHB’nin belirtileri çocuğun gelişimiyle birlikte değişim gösterir ve ergenlik dönemine gelindiğinde motor aşırı hareketlilik azalıp yok olurken, dikkat bozukluğu ve dürtüsellik en çok sıkıntıya yol açan, özellikle de sosyal ortamlarda dikkat çeken belirtiler haline gelir.

          Ergenlik döneminde dikkat eksikliği ile ilişkili olarak en sık yaşanan sorunlar; ders çalışmama, ev ödevlerini yapmama, işlerini iyi organize edememe, başlanan işi zamanında bitirmede güçlük, basit ve dikkatsiz hatalar yapma, eşya kaybetme ve unutkanlık, konuşulanları, okuduklarını ve gündelik işlerini akılda tutmada güçlüktür.

DEHB’ye bağlı hiperaktivite ile ilişkili olarak ergenlik döneminde motor aşırı hareketlilik yerini genellikle gerginlik, sinirlilik, etkinlikleri sürdürememe (oturarak kitap okuma, film izleme vb.) ve içsel bir huzursuzluk hissine bırakır.

          Ergenlik döneminde dürtüsellik de kendisini; fiziksel olarak tehlikeli aktivitelere girişme, düşünmeden kolay ve hızlı karar verme, olumsuz sonuçlarını düşünmeden hoşuna giden etkinliklere girişme, çabuk öfkelenme ve kontrolünü kaybetme, sırasını bekleyememe, diğerlerinin konuşmalarında ya da yaptıkları işlerde araya girmeyle gösterir. DEHB’ye bağlı dürtüsellik sonucunda ergenlerde yüksek riskli cinsel davranışlar sergileme, izinsiz ve tehlikeli araba kullanma, alkol-madde kötüye kullanımı ve bağımlılığı klinik görünüme egemen belirtiler olabilir.

Kısa dönemli ödülleri uzun dönem sonra verilen daha büyük ödüllere tercih etme eğilimi, DEHB olan ergenin alkol-maddeye yöneliminde rol oynar.

DEHB TEDAVİSİ NEDİR?

İLAÇ TEDAVİLERİ:

Yapılan araştırmalarda DEHB tedavisinde kullanılan metilfenidat ve amfetamin gibi stimulanların gerek kısa dönem etkinliklerinin gerekse uzun dönem etkinliklerinin oldukça iyi düzeyde olduğu gösterilmiştir. Psikostimulanlar güvenli ve yüksek etkinliği olan ilaçlar olarak kabul edilmekte olup, DEHB’li çocukların %73-77’si psikostimulan ilaçlara yanıt verirler.

Hastaların yaklaşık %90’ı bir ya da bir diğer stimulan tedavisine yanıt vermektedir. Psikostimulanların dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellikten oluşan DEHB’nin çekirdek belirtilerinin yanı sıra akademik başarı, toplumsal ilişkiler, saldırgan davranış ve karşı olma belirtileri üzerine de olumlu etkileri vardır.

İLAÇ DIŞI TEDAVİLER:

AİLE TERAPİSİ

PSİKOEĞİTİM

DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLAR

NEUROFEEDBACK

NEUROSOUND

WhatsApp WhatsApp