Özgül öğrenme güçlüğü (ÖÖG), bir veya daha fazla alanın işlevselliğinde bozulmaya yol açan, çocukluk çağında sık görülen gelişimsel bir bozukluktur. ÖÖG tanısı, bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatımının beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla konur.
DSM 5’te ÖÖB’nin okul çocuklarında yaygınlığı %5-15, erişkinlerde yaygınlığı ise ortalama %4 olarak bildirilmiştir. Erkek kız oranı yaklaşık 2/1 – 3/1 civarındadır.
Öğrenme bozukluğunun etyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Ancak genel kanı, genetik ve çevresel süreçlerin rol oynadığı biyopsikososyal yönü olan nörogelişimsel bir işlev bozukluğu olduğu şeklindedir.
Kalıtımsal etmenler yanında yoksulluk, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, anne karnında nikotine maruz kalma gibi çevresel nedenler öğrenme konusunda işlevleri etkileyebilir, tetikleyici ya da sürdürücü olabilir, gidişi olumsuz hale getirebilir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu ile eşzamanlı görülme sıklığı konusunda en çok çalışılmış olan bozukluk, DEHB’dur. Farklı araştırmalar, popülasyonlardaki farklılıklara göre değişmekle birlikte yüzde 10-60 oranında ÖÖB - DEHB eş tanısından bahsetmektedir.
DSM-5 TANI ÖLÇÜTLERİ
A- Gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına karşın en az altı ay süren aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile belirli eğitsel becerileri öğrenme ve kullanma güçlükleri:
1. Sözcük okumanın yanlış ya da yavaş ve çok çaba gerektiriyor olması
2. Okunanın anlamını anlama güçlüğü
3. Harf harf söyleme yazma güçlükleri
4. Yazılı anlatım güçlükleri
5. Sayı algısı ya da hesaplama güçlükleri
6. Sayısal akıl yürütme güçlükleri
B. Etkilenen okul becerileri kişisel olarak uygulanan geçerli başarı ölçümleri ve kapsamlı klinik değerlendirme ile doğrulandığı üzere, kişinin kronolojik yaşına göre beklenenin altındadır ve okul ya da işle ilgili başarıyı ya da günlük yaşam etkinliklerini ileri derecede bozar.
C. Öğrenme güçlükleri okul yıllarında başlar ancak etkilenen okul becerileriyle ilgili gerekler kişinin yeterlilik sınırını aşmadıkça tam olarak kendini göstermeyebilir.
D. Öğrenme güçlükleri, anlıksal yetiyitimleri, düzeltilmemiş görme ya da duyma sorunları, diğer ruhsal ve sinirsel bozukluklar, ruhsal toplumsal güçlükler, okulda kullanılan dili tam bilmeme ya da eğitsel yönergelerin yetersizliği ile daha iyi açıklanamaz.
Not: Dört tanı ölçütü, kişinin öyküsünün, okuldan edinilen bilgilerin, ruhsaleğitsel değerlendirmelerin klinik olarak birleştirilmesi ile karşılanır. Birden çok alanda bozukluk olduğunda her biri aşağıdaki belirleyicilere göre kodlanmaktadır.
Okuma bozukluğu ile giden:
Sözcükleri doğru okuma
Okuma hızı ve akıcılığı
Okuduğunu anlama
Yazılı anlatım bozukluğu ile giden:
Sözcüklerin harflerini doğru söyleme ve yazma
Dilbilgisi ve noktalama doğruluğu
Yazılı anlatımın açıklığı ya da düzeni
Matematik bozukluğu ile giden:
Sayı algısı
Aritmetik bilgilerin ezberlenmesi
Doğru ve akıcı hesaplama
Doğru sayısal akıl yürütme
Ağırlık düzeyine göre;
Hafif: Bir ya da iki eğitsel alandaki öğrenme becerilerinde birtakım güçlükler olabilir, ancak özellikle okul yıllarında, uygun düzenlemeler ya da destek ile bu güçlüklerin üstesinden gelebilir ve işlevselliğini koruyabilir.
Orta: Bir ya da iki eğitsel alandaki öğrenme becerilerinde belirgin güçlükler vardır, dolayısıyla okul yıllarında yoğun ve özel eğitim almadan kişinin yeterlilik gösterme olasılığı düşüktür. Aktivitelerini etkin ve doğru bir biçimde tamamlayabilmesi için, okulda, işyerinde ya da evde, en azından günün bir bölümünde, bazı düzenlemelerin yapılması ya da destek verilmesi gerekebilir.
Ağır: Öğrenme becerilerinde birçok eğitsel alanı etkileyen ağır güçlükler vardır, okul yıllarının çoğunda yoğun, bireysel bir özel eğitim almadan kişinin bu becerileri öğrenme olasılığı düşüktür. Evde, okulda ya da işyerinde uygun düzenlemeler yapılması ya da destek verilmesi durumunda bile kişi tüm aktivitelerini etkin bir biçimde tamamlayamayabilir.
Tedavi
ÖÖG’nin etiyolojisinde tek bir neden bulunamadığı gibi, tedavisi için de henüz en iyi yöntem belirlenememiştir. ÖÖG tanısı konulan çocukların her biri farklı özellikler taşımaktadır. Bu nedenle, ÖÖG tedavisinde farklı bakış açılarını içeren çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılması önerilmektedir.
ÖÖG tedavisinin temel ilkeleri;
1) Çocuğu ve aileyi, tedavi-eğitim planları ile ilgili olarak bilgilendirmek ve sorun ile ilgili oluşan yanlış düşünceleri gidermek,
2) Ailenin kısa süreli, gerçekçi amaçlar belirlemesini ve bu amaçlara odaklanmasını sağlamak,
3) Çocuğun akademik ilerlemesine yardım eden veya güçleştiren benlik saygısı, dikkat yetenekleri, akran ilişkileri, aile ve okul içinde çocuktan beklentiler gibi özellikleri dikkate almak,
4) Çocuğun gereksinimlerine uygun ve gerçekçi bir eğitim programı düzenlemek,
5) Geri bildirim, pekiştirme, tekrarlama ile çocuğun sorununa ilişkin farkındalığını arttırmak,
6) Dikkat, bellek, motivasyon, öğrenme ve ders çalışma becerileri konusunda çocuğa ve aileye danışmanlık vermek,
7) Çocuğun benlik saygısının geliştirilmesi konusunda aileyi yönlendirmek,
8) Duygusal ve sosyal güçlüklerine ilişkin danışmanlık ya da psikoterapi desteği vermek,
9) Çocuğun güçlükleri ve çocuğa okulda verilmesi gereken desteklerle ilgili olarak öğretmenini bilgilendirmek ve işbirliğini sürdürmektir.
Tedavide; çocuğun güçlü ve zayıf yanları değerlendirildikten sonra Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı düzenlenir. Program çocuğun güçlü yönlerine dayandırılan uygun öğrenme etkinlikleri kadar, çocuğun gereksinimlerine göre düzenlenen özel becerileri de kapsar.