Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir.
Bilişsel Davranışcı Terapi (BDT) uzun yıllardır çocuklarda ve yetişkinlerde etkinliği çalışmalarla desteklenmiş bir psikoterapi yöntemidir. BDT'nin temel mantığı düşünceleri değiştirerek, olaylara verdiğimiz tepkileri değiştirmektir.
Örneğin 'ben başarısızın tekiyim' diye düşündüğümüzde umutsuzluk hissedip pes ederken; 'elimden geleni yapıyorum' diye düşündüğümüzde daha çok çaba harcayabiliriz.
Bilişsel Davranışçı Terapi özellikleri arasında birçok değişik öğe vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi, düşüncelerimizin duygularımızı ve davranışlarımızı yönettiğini var sayar. Buna göre, duygularımızı ve düşüncelerimizi dış etkenler (başka kişiler, olaylar vb) değiştirmez.
Bu düşünce şekli, şartlar ne olursa olsun duygularımızı ve davranışlarımızı kontrol edebilmemizi kolaylaştırır. Bu terapi, diğer bazı terapilere göre daha kısa sürer (ortalama 16 seans gibi) ve danışan ile ve terapistin ortak çabalarına dayalıdır.
Her ikisinin de rolleri vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi’de danışanın ev ödevlerini yerine getirmesi çok önemlidir. Ev ödevi, önemli duygular ve onlara bağlı olan duygularla ilgili günlük tutuma, olumsuz veya gerçek dışı alışkanlıkları saf dışı bırakma üzerine odaklanır.
Bilişsel davranışçı terapilerde terapist ve danışan, danışanın sorunu hakkında ortak bir fikir edinerek sorunu anlamaya, mevcut sorunun danışanın düşünce, duygu ve davranışlarını ve gün içindeki işlevlerini nasıl etkilediğini belirlemeye çalışırlar.
Daha kapsamlı bahsetmek gerekirse negatif yani olumsuz düşüncelerin tespit ederek duyguları nasıl etkilediklerinin farkına varılması ve onları daha faydalı olanlarla değiştirmeye çalışılınır. Çoğu zaman danışan otomatikleşmiş düşüncelerinin farkına varamayabilir. Çünkü çoğu düşünce kalıpları çocuklukta kurulur ve otomatik, nispeten sabit hale geldiği bilinmektedir.
Bu nedenle danışma sürecinde birey, terapist ile birlikte otomatik düşüncelerin dışına çıkıp onları test etme imkanı bulur. Bu süreçte danışanın sorunlarını çözmekte kullandığı baş etme yöntemlerinden daha yararlı olabilecek yeni çözümler üretebilmesi sağlanır.
Danışanın terapi seansları içinde öğrendiklerini benzer olaylarda, süreç içinde de uygulaması istenir. Böylece danışan, karşılaştığı sorunlarda neler yapabileceği konusunda yaşam boyu kullanabileceği bilgiye sahip olur.
Terapide izlenilen yoldan da anlaşılacağı üzere danışanlara yalnızca güncel sorunlarını çözmesinde veya anlık olarak rahatsızlıklarından kurtulması amaçlanmaz. Danışanların çeşitli sorunlarda uzun vadeli işlevsel çözüm yolu üretmeleri amaçlanır.
Yapılan araştırmalara bakıldığında bu terapi yöntemi en az ilaç tedavisi kadar faydalı olduğu kanıtlanmıştır. İlaç tedavisi ile hastalık tekrarlanabilirken, BDT ile sorunun temel kaynağına inildiğinden ve hastaya sorunu çözebilme becerisi öğretildiğinden dolayı terapi sonlandırıldıktan sonra bile uzun vadede hastalığın tekrarlama ihtimali en aza inmektedir.
BDT, öfke kontrolü, panik bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, kronik yorgunluk sendromu, kronik ağrı, depresyon, uyuşturucu veya alkol sorunları, yeme problemleri, genel sağlık sorunları, tik bozuklukları,obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, cinsel ve ilişki sorunları, uyku problemleri için etkili bir terapi olduğu bilinir.