18 Aylık Bebek Psikolojisi

18 Aylık Bebek Psikolojisi (1 buçuk yaş bebek psikolojisi) döneminde bebeğiniz aynı zamanda 1 yaş sendromu döneminde olduğu için Agresiflik, ben merkezcilik, inatçılık, iletişim problemleri, tepkisellik, öfke krizleri gibi davranışları sergiler.

18 Aylık Bebek Psikolojisi (1 Buçuk Yaş Bebek Psikolojisi) nedir?

18 Aylık Bebek Psikolojisi (1 buçuk yaş bebek psikolojisi) döneminde bebeğiniz aynı zamanda 1 yaş sendromu döneminde olduğu için Agresiflik, ben merkezcilik, inatçılık, iletişim problemleri, tepkisellik, öfke krizleri gibi davranışları sergiler.

Bu durumları 1 yaşındaki bebeğinizde yaşıyorsanız bu sürecin adı ‘1 yaş ergenliği’ oluyor. Lütfen paniklemeyin, kendinizi gece gündüz sorgulamayın, çocuğunuza karşı anneliğinizi yetersiz hissetmeyin. Çünkü bebeğinizin 18 aylık bebek psikolojisi döneminde yaşadıklarının bir anlamı/sebebi var ve tüm bunlar tam da sağlıklı gelişiminin bir parçası.

İyi yönetildiğinde size birçok avantaj sağlayacak 1 buçuk yaş bebek psikolojisini tanımaya ne dersiniz?  

18 Aylık Bebek Psikolojisi (1 Buçuk Yaş Bebek Psikolojisi) Neden Olur?

Bebekler 1 yaş itibariyle çevrelerini gözlemlemeye, yaşadıkları dünyayı yavaş yavaş keşfetmeye başlarlar. Emekleme ya da yürümeyle birlikte bağımsızlığın ilk adımlarını tadarlar. Herhangi bir cismi merak edip beraberinde ona uzanmak, dokunmak ve istediğini kimseden yardım almadan elde etmek; heyecanlarını oldukça artırır.

Daha çok dokunarak, oradan oraya gezinerek her isteklerini gerçekleştirmek isterler. Merak duygusu onların itici bir gücü olmakla birlikte; neyin tehlikeli neyin güvenli olduğunu henüz kestiremezler. ‘18 Aylık Bebek Psikolojisi neden olur?” sorusunun cevabı da burada gizlidir. Bebek bu dönemde ister istemez engellemelerle karşılaşır.

Ama neden ilerlemesine, bir cisme dokunmasına izin verilmediğini, niçin kısıtlandığını anlayamadığı için de tepkileşir. Bunu öfke/ağlama nöbetleri, inatlaşma, dakikalarca çığlık atma, elindekileri fırlatma gibi davranışlarla da ebeveynine gösterir. Bebeğin bu tepkisellik hali ‘1 Buçuk Yaş Bebek Psikolojisi’ olarak tanımlanır.

1 Yaş Sendromu Belirtileri Nedir?

1 yaş sendromu belirtileri bebeğin emeklemeye başlamasıyla birlikte ilk kendini gösterir. Çocuğun tutunarak yerden kalkmasını, bir eşyaya uzanabilmesini ‘ısınma turları’ olarak görebiliriz.

Ancak, gün içinde aşırı derecede alıştırma yapan bebek; kısa sürede oradan oraya hızlıca hareket etmeye, gözüne kestirdiği her şeye uzanmaya ve elde etmeye başlar. Tehlike nedir bilmez. İşte bu kontrolsüz davranışlar bakım veren kişi tarafından engellendiğinde; 1 yaş sendromu belirtileri ilk olarak ortaya çıkmaya başlar.

1 Buçuk Yaş Bebek Psikoloji Döneminde Çocuk Hangi Davranışları Sergiler?

1 Buçuk Yaş Bebek Psikolojisi döneminde bebekler elde edemediği her şey için ağlar, bağırır, öfkelenir. Anne istediği cismi güvenlince alıp eline verdiğinde ise bebek kabul etmez. Hatta bu eylemi kendisi gerçekleştiremediği/merakını gideremediği için daha da çok kızar, çığlıklar atar.

Ebeveyn böyle durumlarda ne yapacağını, nasıl davranacağını kestiremez. Heyecanlanır, üzülür, gerilir, kendini suçlu hisseder. Bebeğin inatla ağlıyor olması anne için ayrıca bir çaresizlik halidir çoğu zaman. Bebeğin bu kadar tepkisel olmasının sebebi; içgüdüsel olarak kontrol edemediği müthiş bir merak duygusuna sahip olmasıdır.

Bu hisle bebekler adım adım hayatı tanır, büyür, gelişirler. Çocuğun tepkiselliğinin ardında mucizevi bir varoluş mücadelesi vardır. Mücadele diyoruz; çünkü bebek engellendiği sürece tepkiselliğini artırır, her an kendi varoluş hikayesine sahip çıkar. Hatta ebeveyn kendi tutucu/kontrolcü davranışlarında ısrarcı olduğunda; anne ile bebeğin senkronizasyonunda problemler çıkmaya başlar…      

1 Buçuk Yaş Psikolojisi Sosyal ve Duygusal Gelişimi Nasıl Etkiler?

1 Buçuk yaş çocuk psikolojisi iyi yönetildiğinde bebeğin sosyal ve duygusal gelişimini oldukça olumlu etkileyebilir. Süreç başarıyla ilerlediği takdirde; öncelikle çocuğun iradesi gelişir. Bir şeyi kendi başına yaptıkça, bir cismi bir yerden alıp bir yere transfer ettikçe, daha önce deneyimlemediği bir fiziksel hareketi gerçekleştirdikçe, yere düşüp kendi kendine kalktıkça iradesi güçlenir.

Kendi gücünü, kendi bedenini, kendi alanlarını keşfeder. Merak duygusunu tatmin ettikçe; mutlu olur, duygusal olarak rahatlar, sakinleşir. Fiziksel hareketleri arttığı için eskiye kıyasla daha çok yorulur. Uykuları derinleşir. Bedeni dinlenmiş bir bebek; güne mutlu ve keyifli başlar. Varoluş hikayesi ebeveyni tarafından desteklenen çocuk, yaşıtlarına göre daha pozitif, güler yüzlü olur.

Tehlikeli durumlarda ailesi tarafından durdurulduğunda; yaşıtlarına kıyasla daha az tepki verir. Dakikalarca ağlamaz. Öyle anlarda annesiyle bütünleşerek (sarılma, sırtının sıvazlanması, anne göğsüne yatma) kendini kısa sürede teselli eder.

1 Buçuk Yaş Sendromu Ne Zaman Biter?

Çocuğun 1.5 yaş sendromu döneminde çıkacağını ebeveynler oldukça çok merak eder. 1 yaşında başlayan süreç, ortalama 3 yaşında sonlanır. Çocukta 3 yaşla birlikte oluşan bilişsel olgunluk; ağlama krizlerinin, inatlaşmaların, tepkisellik düzeylerinin azalmasına sebep olur. Çünkü; çocuk 1 sendromundan 3 yaşına kadar olan süreçte; neyin tehlikeli olabileceğini, yükseklik, sıcaklık, ağıza cisim alınmasının zararları gibi birçok konuda ‘kısmen’ de olsa deneyim sahibi olur.          

1 Yaş Sendromu Döneminde Ebeveynler Neler Yapmalı?

Tıpkı ergenler de olduğu gibi; bebekler de bu dönemde anlaşılmak, desteklenmek ve varoluş mücadelelerine eşlik edilmesini isterler. Kendilerini, duygularını ifade edemiyor olmaları onlar için bir dezavantaj olsa da; ebeveyn 1 Buçuk Yaş Bebek Psikolojisi hakkında bilişsel düzeyde bilgi edinerek ilk anlamlı adımı atabilir.

Kendinin ve bebeğinin neler yaşayabileceğini bilirse; çocuğu hissediş ve sakinlik düzeyi artar. Bebeğin neyi neden yaptığını bildiği için onu engellemek yerine yardımcı olmaya çalışır. Bir çok ebeveyn tarafından ‘sendrom’ olarak isimlendiren süreci bebekle bütünleşerek, arada sözsüz bir iletişim geliştirerek kolaylıkla atlatabilir.

Bebeğin merak duygusunu tatmin etmesine izin vererek; onun rahatlamasını, kendini güvende hissetmesini ve yaşamla bağ kurmasını sağlayabilir. Merak duygusu giderilmiş bir çocuğun rahatlaması hem annenin yükünü azaltır hem de güvenli bağlanma dönemini destekler.

  • 1 Yaş Sendromundan yakınan anne-babalar genellikle aşırı hassas/evhamlı ve kontrolcü kişilik özelliğine sahip olanlardır. Eğer böyle bir durum varsa; yetişkin adım adım kendini rehabilite etmelidir. Zihnindeki kötü senaryoları dinlemeyi bırakmalı, bir ebeveyn olarak bebeğini yaşama hazırlamanın sorumluluğunu ele almalıdır.
  • 1 Yaş Sendromunu kısıtlanarak geçiren çocuklar; dışarıdan bakıldığında hırçın, uyumsuz, çok ağlayan, inat, dışarıda-evde sorun çıkaran, uyku problemi yaşayan, sık hastalanan (genellikle boğaz enfeksiyonu, öksürük, ateş) bakım veren kişinin yönlendirmelerinin büyük kısmına riayet etmeyen çocuklar olarak gözlemlenir. Oysa ki; 1 yaş sendromunu yaşayan bir bebeğin sadece merak duygusunu tatmin etmeye ve desteklenmeye/anlaşılmaya ihtiyacı vardır.
  • Bebek ergenliğinde ebeveynlerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir?
  • Bebeğinizin hangi gelişim döneminde nelere ihtiyacı olduğunu doğru kaynaklardan muhakkak araştırın. Önünüze gelen her kaynaktan bilgi alıp kafanızı karıştırmayın. Çok şey bilmeniz bazı durumlarda hiçbir şey bilmemenize/harekete geçememenize de sebep olabilir. Yaşadığınız kafa karışıklığı karar vermenizi ve bebeğinizi anlamanızı engelleyebilir.
  • Bebeğinizin merak duygusunu desteklemek için elinizden geleni yapın. Büyük organizasyonlar, pahalı oyuncaklar sizi bu süreçte yorabilir. Kullandığınız yöntemler öncelikle doğallık içersin ve hayatın içinden olsun. Çünkü bebeğinizin de sizden beklentisi hayatın içine karışmak, sizinle birlikte yaşamda akmaktır.  
  • Bebeğiniz yürümeye başladığı andan itibaren onu yaşamınıza dahil edin. Siz ne yapıyorsanız o da size eşlik etsin (tehlikeli olabilecek durumlar hariç). Kendince, ne yapıyorsa, neyi merak ediyorsa; özenle destekleyin. Ona özgürlük alanı açın. Siz ona eşlik ettikçe; nerede durması gerektiğini de kolaylıkla öğrenecektir.        
  • Anneler evdeki durumları bir şekilde yönetse de; her şeye dokunmak, oynamak, elinden fırlatıp sesini algılamak/kırılıp kırılmadığına bakmak isteyen bir çocukla dışarıda hayat biraz zorlaşabilir. Eğer evde çocuğu kısıtlıyor, merak duygusunu tatmin etmiyorsanız;  kaçınılmaz olarak gittiği her yerde bebek zıvanadan çıkabilir. Evde keşfetme duygusu tatmin olan çocuğa ‘Burası bizim evimiz değil. Bakmak istediklerini bana gösterirsen, onları eline verebilirim’ dediğinizde ise sorun yaşamazsınız. İşaret parmağıyla istediği eşyayı size gösterir. Siz kontrollü şekilde eline verirsiniz, inceler, oynar ve bırakır. Sonra başka bir şeyi isteyebilir, sonra bir başkasını. Belki dostunuzla uzun uzun, aralıksız sohbet edemezsiniz ama herhangi bir kriz yaşamadan da dost meclisinden gayet güzel ayrılabilirsiniz. Gideceğiniz mekanda çocuğun varlığı, istekleri sorun olacaksa; böyle yerlere gitmemeyi kendinize bir süreliğine prensip edinin. 3 yaşından sonra zaten her yere sorunsuz gidebileceksiniz.
  • Çocuğunuzu büyütürken hayatınızı zorlaştıracak sebeplerin başında ‘Başkası ne der?’ düşüncesi gelebilir. Bu düşünce anneleri doğal ebeveynlikten uzaklaştırdığı gibi oldukça gergin, hırçın, tahammülsüz, opsiyonsuz birine dönüştürebilir. Bu da bebeğinizle olan uyumunuza fazlaca zarar verir. Çünkü tüm bebekler anlaşılmak ister. Anlaşılmadığını hissettiği anlarda ise; ağlama krizleri, uyumsuzluk baş gösterir. O sebeple 1 yaş sendromu dahil, bebeğin büyüme sürecinde bu düşünceyi aklınızdan çıkarın. Merkeze bebeğinizi ve onun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını alın. Böylece daha sakin bir bebeğe sahip olursunuz. Sakin bir bebek; dingin bir anne ve daha az yorulmak anlamına gelir.
  • Herhangi bir kriz halinde ebeveynin nasıl davrandığı da çok önemlidir. Merak duygusu karşılanmamış bir çocuk çoğunlukla gergin, moralsiz, hırçın olur. Bebeğe sosyal mesajlar vermek stresli anlarda yanlıştır. Çünkü onun için anlattıklarınızın hiçbir önemi yoktur. Konuşarak sadece kendinizi tatmin edersiniz. Siz söylendikçe çocuk inatla daha çok ağlayacaktır. Böyle zamanlarda yapmanız gereken tek şey çocuğunuza sarılmak, onu bağrınıza basıp sizin şefkatinizle/dinginliğinizle sakinleşmesini beklemektir. Böyle bir pozisyonda bir şey demenize de gerek yoktur. Sadece varlığınız ve bebeğin yanında olduğunuzu ona hissettirmeniz kısa sürede sakinleşmesi için yeterli olacaktır.
  • Kriz anlarında bebekle inatlaşmak ebeveynlerin yapmaması gereken davranışların başında gelir. Çocukla girilen hiçbir iktidar mücadelesini anne-baba kazanamaz. Hatta iş gittikçe çığrından çıkar ve kontrol edilemez bir hal alır. Bebek sinir krizi geçirebilir, nefes almakta zorluk yaşadığı için morarma/sesin çıkmaması gibi sizi oldukça panikletecek durumlar yaşanabilir. Bu sebeple çocukla inatlaşmak; hiç denenmemesi gereken kötü bir yöntemdir.
  • Çocuklar bazen öfke krizlerini, ağlama nöbetlerini ebeveyniyle arasında bir iletişim kanalı haline getirebilir. Buna sebep olan davranış; normalde yeterince ilgi ve alaka gösterilmeyen çocuğun ağladığında, öfke krizi geçirdiğinde ilgi ve sevgi görüyor olmasıdır. Çocuk duygusal desteğe/ilgiye ihtiyacı olduğunda anlamlı ya da anlamsız bir sebepten ağlayabilir, öfke krizi geçirebilir. Burada çözüm ebeveynin çocuğunu odağına alıp duygusal ihtiyaçlarını görüp ‘vaktinde’ (çocuk ihtiyaç duyduğu anda, ertelemeden) ve ‘yeterince’ (çocuk sizi bırakana kadar) karşılamasıdır.

     

 

 

 

            

 

WhatsApp WhatsApp