13-14 yaş artık ergenliğin zirvesi olarak bilinir. Ergenlikteki en zorlu dönemde bu dönemdir. Çocuklar bedenen neredeyse bir yetişkin gibi görünmektedirler fakat ruhen çok güçsüz oldukları bir zaman dilimidir.
Daha önceki yaşlarında duygu ve davranışları kolay tahmin edilebilir olan çocuklar ergenlik döneminde yaşlarından çok bağımsız çeşitli davranışlar sergilemektedirler.
Bazen çocuksu bazen yetişkin gibi davranıp aileyi şaşırtırlar, kendileri de bu karmaşadan kurtulamamakta ve bu duruma şaşırmaktadırlar. Sanki içlerinde onları yöneten farklı birisi varmış gibi ifade ederler bu durumu.
13-14 yaş dönemi ülkemizde liseye geçiş dönemi olarak bilinmektedir. Çocuk ergenlik stresinin üzerine bir de geleceğini belirleyecek olan sınavlar ile daha da zor bir duruma girmektedir. Arkadaş ortamının değişmesi ve yeni bir okula başlama bu dönemi ekstra stresli hale getirir.
Okul başarısında bu dönemde düşüşler görülebilir. Çünkü çocuklar bu dönemde başarıdan çok sosyal gruba dahil olma, karşı cinse karşı kendini gösterme, kendisini ispat etme konularını daha ön plana almaktadırlar. Ayrıca çocukların ilgi ve motivasyonları çok dağınıktır bu dönemde. Sürekli hayal kurmaktan ve bir türlü motive olup ders çalışamamaktan kendileri dahi şikayetçi olurlar.
Çocuklar bu dönemde aileden bağımsız olarak daha dış dünyaya dönük yaşama gayretindedirler. Anne baba ve diğer büyüklerin dünya görüşlerinden sıyrılıp daha çok arkadaş çevresinin görüşlerine önem vermektedirler. Çocuğun sosyal ortamı onun tüm duygu, düşünce ve davranışlarını etkileyecektir.
Bu bir yandan avantajları olan bir durum olduğu gibi bir taraftan da büyük tehlikeler barındırmaktadır. Çocukların madde bağımlılığı konusunda ilk meraklılarının ve deneyimlerinin çoğunluğu maalesef bu dönemlerde gerçekleşmektedir.
Hayatın anlamını sorgulayan ve kendini keşfetmeye çalışan çocuk duygu karmaşası döneminde aileden çok sosyal çevresinden destek aradığı için olumsuz sosyal çevre çocuğu istenmeyen durumlara sürüklemektedir.
Bu dönemde çocuklar arkadaş guruplarından dışlanmamak ve kendilerini ispat etmek amacıyla sigara kullanımı, alkol ve uyuşturucu madde kullanımına merak salabilirler. Aileler, biz herhangi bir madde kullanmazken çocuğumuz neden bunlara bulaştı diye düşünmektedirler.
Fakat burada asıl olan çocuğun aileyi değil arkadaş grubunu tercih etmesidir. Çocuk tamamen bağımsız düşünemediği için arkadaşlarının düşünceleri ile kendini özdeşleştirir ve onlar gibi düşünüp o grubun bir parçası olarak kendisini rahatlatır. Ebeveynlerin bu konuda yapması gereken çocuğu dahil olabileceği ve kendini ifade edebileceği doğru sosyal gruplara yönlendirmektir.
Örneğin spor faaliyetleri, sanatsal ve kültürel faaliyetler, sosyal kulüpler gibi alanlara yönlendirilmesi, çocuğun doğru örneklerle karşılaşıp karakterini bu yönde geliştirmesi açısından son derece faydalı olacaktır. Olumlu örnek olacak kişilerle çocukları bir araya getirip bir diğer mantıklı adım olacaktır.
Çocukların aileden ve sosyal çevreden tamamen bağımsız düşüncelere sahip olması daha sonraki dönemlerde gerçekleşecektir.
Çocukların bir gruba dahil olma ve kendilerini dış çevreyi ifade etme merakı günümüzde sosyal medya bağımlılığının da temelini oluşturmaktadır. Özellikle somut durumlarla kendisini ifade edemeyen ve bir gruba dahil olup kendisini yeterli görmeyi başaramayan çocuklar sanal ortamda bu eksikliği gidermek üzere büyük çabalar sarf etmekte ve bunun sonucu da bağımlılık olarak geri dönmektedir.
13/14 yaş döneminde çocukların fiziksel değişimleri kadar duygusal değişimleri de çok hızlı olmaktadır. Bu dönemde çocukların ruh hallerinde sürekli değişmeler, öfke patlamaları, karamsarlık gibi durumlar hakimdir.
Bu dönemde çocuklar otoriteye karşı koymaktan, eleştirmekten, hatalar bulmaktan, söz dinlememekten keyif alırlar. Bu durum anne babaları ve sosyal çevreyi zor durumda bırakmaktadır.
Çocuklar bu dönemde bir yandan kendilerini anlamaya çalışırken bir taraftan da artık gelecek hakkında planlar kurmaya başlamaktadırlar. Bu düşünceler onların kaygı düzeylerini artırmaktadır.
Okul başarısı, ailenin gelecekteki korunumu, kendi fiziksel-ruhsal değişimleri, dış görünümleri, arkadaş grubundaki problemler, yaşanılan maddi sıkıntılar çocuklarda çok büyük endişeler yaratmaktadır.
Çocuklar daha önceki dönemlerde sosyal bilinç düzeyinde çok gelişmemişken, yani süper egoları çok fazla kullanılmıyorken ergenlik döneminde süper ego ve ego kavramları gelişmektedir.
Yani artık çocuk sosyal normları, aile içi kuralları, okul kurallarını sadece bir kural olarak değil bunların gerekçeleri ile birlikte kavrarlar. Artık sosyal normlara sadece uyumuş olmak için değil gerçekten içselleştirdikleri için uyma davranışı gösterirler.
13-14 yaş döneminin belirgin özelliklerinden birisi de güvensizlik ve çekingenliktir. Çocuklar bu dönemde kendi başlarına alacakları kararlarda genellikle aşırı kararsızdırlar, hata yapmaktan, sosyal çevre tarafından küçük görülmekten korkarlar.
Bu dönemde çocuklar dış görünümlerine çok fazla önem vermektedirler. Ayna karşısında uzun zaman geçirmeler, elbise seçimlerinde zorlanmalar, kararsızlıklar ergenin kendisinde ve çevresinde stres durumu oluşturmaktadır.
13-14 yaş döneminde çocukların hassas olduğu bir diğer konu da güç kullanarak hükmedilmeye çalışılmasıdır. Anne-babalar çocuğun büyüdüğünü kabul etmeyip ona hala çocukmuş gibi davrandıklarında, ergen doğru veya yanlışı görmeksizin direkt isyankar tutumlar sergilerler. Çünkü otoriteden asla hoşlanmazlar.
Çocuklar bu dönemde anne babaların onlara karşı anlayışsız ve baskıcı davrandıklarından şikayet ederler. Yalnız olduklarını onları kimsenin anlamadığını düşünürler.
Aileleri ile rahat rahat konuşamadıklarını, özellikle dönemin getirdiği cinsel gelişim konularında aileden çekindiklerini ve kendilerini ifade edemediklerini ifade ederler. Anne babaların onlara sürekli çocukmuş gibi davranmalarından, giyim-kuşamdan tut arkadaş seçimine kadar tüm hayatlarına karışmalarından şikayetçidirler.
13-14 yaş döneminde çocuklar artık kendilerinin yetişkin olarak kabul görülmesini beklerler. Kendilerini aile ortamında ve sosyal çevrede ispat etmek istemektedirler. Anne babaya düşen görev bu yaş grubundaki çocuklarına çocukmuş gibi davranmak yerine artık onlarla fikir alışverişinde bulunmak ve onların fikirlerine değer verdiğini gösterip doğru bir şekilde onlarla iletişim kurmaktır.
Anne babalar bu dönemde çocuklarını kontrol etmeye çalışmaya ve otorite altında tutmaya çalışmaları yanlış davranış olacaktır. Çünkü anne babalar haklı dahi olsa çocuklar bu tür davranışlar karşısında daha tepkisel olacakları için olumlu sonuçlar ortaya çıkmayacaktır.
Anne babanın bu dönemde çocuğa güven vermesi, onların arkasında olduğunu hissettirmesi ve istedikleri zaman diyaloğa açık olduklarını göstermesi doğru davranış olacaktır.
Çocukları bu dönemde aidiyet hissedecekleri ve kendilerini ifade edebilecekleri spor ve sanat etkinliklerine yönlendirmek son derece faydalı olacaktır. Bu şekilde çocuğun hem sosyal aidiyet ihtiyacı karşılanacak hem de olumsuz davranışlara yönlendirecek yanlış arkadaş grubundan uzak tutulmuş olacaktır. Herhangi bir alanda kendini başarılı hisseden çocuk farklı arayışlara girme gereği duymayacaktır.
Bu dönemde çocuğun duygu ve düşüncelerine saygı göstermek gerekmektedir. Etkin bir şekilde çocuğun duygu ve düşüncelerini dinlemek ve onu bir yetişkin gibi hissettirecek şekilde iletişim kurmak gerekir.
Bu dönemde çocuğun mahremiyet ihtiyacına saygı duymak gerekmektedir. Çocuğun kendine ait bir odasının olması faydalı olacaktır fakat bu odada televizyon ve bilgisayarın olmaması gerekir. Çünkü çocuğun aile ile tüm bağını kopartıp gününü odasında geçirmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
13-14 yaş grubundaki çocuklara sürekli ne yapmamaları gerektiği söylenmemelidir. Çünkü çocuklar ailelerle inatlaşmaya meyilli oldukları için yapmalarını istemediğiniz şeyleri ısrarla yapıp otoriteye karşı gelmek isteyebilirler.
Örneğin çocuklara sürekli sigara içmemeleri, alkol kullanmamaları, uyuşturucudan uzak durmaları gerektiğini ifade etmek bir yerden sonra onları bu alanlara bilinçsizce yönlendirmek olacaktır. Bunun yerine çocuğa sağlıklı yaşamın faydaları, boş zamanı değerlendirme yöntemleri konularında bilgiler verilebilir ve onun bir hobi edinmesi sağlanabilir.